21 Mart 2011 Pazartesi

HZ. MUHAMMED ( S.A.V.)'İN PEYGAMBERLİĞİ


·         Hz. Muhammed(SAV), 571 yılında Mekke’de doğdu.Annesi Amine Babası Abdullah’tır.Babası O doğmadan önce ölmüştü.
·         Hz. Muhammed küçük yaşta annesini de kaybetti ve O’na Dedesi Abdülmuttalip sahip çıktı.Süt annesi Halime’nin yanında durdu.
·         Dedesi ölünce O’na amcası Ebu Talip himaye etti.
·         Hz. Muhammed(SAV), genç yaşta akıllılığı,güvenilirliliği ve olgunluğuyla “EL-EMİN” ünvanını aldı.
·         25 yaşında ilk eşi Hz. Hatice İle evlendi.
PEYGAMBERLİĞİ:
·         Hz. Muhammed’e peygamberlik ilk kez 610 yılında NURDAĞI’NDA HİRA MAĞARASI’NDA geldi.Bundan sonra Hz. Muhammed(SAV) İslam’ı tebliğ etmeye başladı.
·         Kendisine ilk inanan,Eşi Hz. Hatice oldu.2. Hz. Ali 3. Hz. Zeyd( azatlı kölesi) 4. Hz. Ebubekir
·         Müslümanların sayısı Mekke’de hızla artmaya başlayınca Müşrikler(Allah’a ortak koşan) Müslümanlar’a baskı ve işkence yaptılar.
·         Mekkeliler’in İslamiyet’e karşı çıkmalarında:
1.      Zenginlerin ekonomik çıkarlarını kaybetme korkusu.
2.      İslamiyet’in putperestliği reddetmesi
3.      Mekkeliler’in geleneklerine bağlı olması.
4.      İslamiyet;’in kabile üstünlüğü anlayışına karşı çıkması.

HİCRET(622)
  • Mekkeliler’in baskı ve işkenceleri artınca Hz. Muhammed İsteyenleri Habeşistan’a göç etmesine izin vermiş ve İLK HİCRET HABEŞİSTAN’a yapılmıştır.(615)
  • Hz. Muhammed,hac mevsiminde Mekke’ye gelen kabilelerle görüşerek onları İslam’a davet ediyordu.619 yılında 6 Medineli  İslamiyet’i kabul etti.Bu tarihte AKABE BİATI olarak anılır.Bu altı kişi İslamiyet’in Medine’de yayılmasını sağladı.Daha sonra  622 yılında Hz. Muhammed(SAV) de Medine’ye göç etti.
  • Hz.Muhammed Medine’ye göçünden sonra Medineli Yahudilerle VATANDAŞLIK ANTLAŞMASI imzaladı.Buna göre:
    1. Yahudiler ,Müslümanlarla barış içinde yaşayacak.
    2. Yahudiler Müslümanların faydalandığı her şeyden faydalanacak.

NOT:HİCRETTEN SONRA İLK İSLAM DEVLETİ KURULMUŞTUR.

HİCRETİN SONUÇLARI:
  1. İslamiyet yayılmak için uygun ortam buldu.
  2. Hicret Hz. Ömer Devrinde takvim başlangıcı kabul edildi.
  3. İlk İslam Devleti kuruldu.

HZ. MUHAMMED(S.A.V.) DÖNEMİ


BEDİR SAVAŞI(624):

  • Hz. Muhammed,Mekke’yi  ekonomik açıdan zayıflatmak ve Mekke’de yağmalanan mallarını geri almak amacıyla Suriye’den dönen Mekke kervanına karşı harekete geçti.
  • Yapılan savaşı Müslümanlar kazanmıştır.
SONUÇLARI:
    1. Müslümanlar,ilk savaşlarını kazanmışlardır.
    2. Esir alınan Mekkeliler 10 müslüman çocuğa okuma-yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmıştır.
    3. Müslümanlarla yapılan antlaşmaya uymayan KAYNUKA YAHUDİLERİ Medine’den çıkarılmıştır.
    4. Şam ticaret yolunun kontrolü Müslümanlara geçti.

UHUD SAVAŞI(625):
  • Uhud savaşı yapılmasında:
    1. Medine Yahudilerinin Mekkeliler’i kışkırtması.
    2. Müslümanların büyük bir Mekke kervanını ele geçirmesi.
    3. Bedir yenilgisinin intikamının alınmak istenmesi etkili olmuştur.
  • Bu savaşta 70 müslüman şehit olmuştur.
SONUÇLARI:
    1. Müslümanlar ilk yenilgisini almıştır.
    2. Mekkeliler galip gelmesine rağmen Müslümanların üzerine gidememiştir.
    3. Mekkeliler ile anlaşan NADİR YAHUDİLERİ Medine’den çıkarılmıştır

HENDEK SAVAŞI(627)
  • Hendek savaşının yapılmasında:
    1. Mekkelilerin İslam Devleti’ne son darbeyi vurmak istemesi.
    2. Hayber ve Medine Yahudilerinin Mekkeliler’i kışkırtması.
  • Bu savaşı Müslümanlar kazanıştır.Bu savaşın adının Hendek savaşı olmasının  nedeni Müslümanların Medine çevresine hendek kazmasıdır.
SONUÇLARI:
1.      Müslümanların son savunma savaşıdır.
2.      Mekkeliler ile işbirliği yapan KUREYZA YAHUDİLERİ Medine’den çıkarılmıştır.Böylece Medine tamamen Müslümanların eline geçmiştir.

HUDEYBİYE ANTLAŞMASI(628):
  • Medineliler’in Kabe’yi ziyaret etmek istemesi üzerine Mekkeliler savaş hazırlıklarına başladı.Uzun görüşmeler sonunda 628 yılında HUDEYBİYE ANTLAŞMASI imzalandı.Buna göre:
    1. İki taraf 10 yıl savaşmayacak.
    2. Müslümanlar bir yıl sonra hac mevsiminde Kabe’yi ziyaret edebilecek.
    3. Veli izni olmadan Hz. Muhammed’e sığınan  Mekkeliler iade edilecek ancak Mekkeliler’e sığınan Müslümanlar iade edilmeyecek.
ANTLAŞMANIN ÖNEMİ:
      • Mekkeliler Müslümanları hukuken tanımıştır.
      • Mekkeliler ile Müslümanlar arasında gerginlik azalmış ve Mekkelilerin İslamiyet’i kabul etmelerine zemin hazırlanmıştır.

MEKKE’NİN FETHİ(630)
HUNEYN SAVAŞI VE TAİF SEFERİ(630)
MUTE SAVAŞI(629)
  • Bu savaş ilk Müslüman-Bizans savşıdır.
  • Bizans savaşta üstündür.

TEBÜK SEFERİ(631)
  • Asılsız bir haber üzerine Müslüman orduları harekete geçmiş ancak haberin yanlışlığının öğrenilmesi üzerine bölgedeki Yahudi ve hristiyanlar vergi karşılığında koruma altına alınarak geri dönülmüştür.
  • Bu sefer Hz. Muhammed’in son seferidir.

17 Mart 2011 Perşembe

MEKANINIZ CENNET OLSUN AZİZ ŞEHİTLERİMİZ...

BUGÜN 18 MART ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA GÜNÜ...
BU VESİLEYLE TÜM BU SAVAŞI YAŞAMIŞ VE ARAMIZDAN AYRILMIŞ ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUZ.
HİÇBİR MİLLETİN TARİHİNDE BU KADAR KARA VE ONUR VERİCİ BİR GÜN YOKTUR.1 METREKAREYE 600 MERMİNİN DÜŞTÜĞÜ BU TOPRAKLARDA 250 000 VATAN EVLADINI GÖMDÜK VE BİR KEZ DAHA DÜNYAYA TÜRK'ÜN BÜKÜLMEZ BİLEĞİNİ VE VATANINA KASTEDEN OLURSA BAŞINA NELER GELECEĞİNİ GÖSTERDİK.ONLAR DÜN BU VATAN İÇİN CANLARINI SEVE SEVE VERDİ.ŞİMDİ BİZ, BU EMANETİ DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ YAPMAK ZORUNDAYIZ.

SEVGİLİ GENÇLER ONLARI SADECE YILDA BİR KEZ ANMAK YETMEZ.BU TARİHİN KANLI BİR O KADAR DA ŞANLI DESTANINI YAŞATIN.BU VATANIN KOLAY ALINMADIĞINI GÖRÜN VE KOLAY TESLİM OLMAYIN.SİZLER BU ÜLKENİN YARINLARI OLARAK VATANA SAHİP ÇIKMAK ADINA ÜZERİNİZE DÜŞEN HİZMETİ OKUYARAK ;BU ÜLKEYİ İLİM VE TEKNOLOJİ YÖNÜYLE GELİŞTİREREK YAPABİLİRSİNİZ.
UNUTMAYIN....UNUTTURMAYIN....

7 Mart 2011 Pazartesi

İSLAMİYET ÖNCESİ GENEL DURUM


İSLAMİYET ÖNCESİ GENEL DURUM
1.    AVRUPA:
·         Kavimler göçünün etkisiyle ikiye ayrılan Roma İmparatorluğu’nun Batı kısmı yıkılmış ve ortaya çıkan otorite boşluğundan feodalite ortaya çıkmıştır.
·         İslam ortaya çıktığında Bizans(Doğu Roma) dışında büyük devlet yoktu.
·         Kilise halk üzerinde etkili ve baskılıdır.
2.    AFRİKA:
·         İslam öncesi burada büyük devlet yoktu.Bölgenin Kuzey bölümüne Bizans hakimdi.Diğer bölgelerde mahalli oluşumlar vardı.
3.    ASYA:
·         Bu kıtada büyük devletler vardı.(Çin,Sasani,Köktürk,Hint)
·         Ortadoğuda ise Bizans ve sasani hakimiyeti görülmekteydi.

4.    ARABİSTAN:
·         İslamiyet önce bölgede birçok devlet kurulmuş ancak hiçbiri bölgenin tamamına hakim olamamışlarıdr.Bu durum bölgede siyasi birliğin kurulamamasına neden olmuştur.
·         Araplarda kabilecilik esasına dayalı bir yönetim vardı.Sürekli kabileler arasında çatışma ve kan davası vardı.
·         Bölgede üç önemli bölüm vardı:
a)      Hicaz
b)      Yemen
c)      Necid
·         Arabistan’ın en önemli bölümü Hicaz’dır.Mekke,Medine,Taif gibi şehirler bu bölgededir.Kabe bu bölgededir.
·         Arabistan’da putperestlik yaygın olmakla birlikte Hristiyanlık ve Yahudilik de vardır.
·         Kölelik ve putperestliğin yaygın olduğu İslam öncesi döneme CAHİLİYYE DÖNEMİ denir.

2 Mart 2011 Çarşamba

ROMA İMPARATORLUĞU


ROMA İMPARATORLUĞU
·         İtalya’da M.Ö.753 tarihinde kurulmuştur.Krallık,Cumhuriyet ve imparatorluk dönemlerini yaşamıştır.Özellikle cumhuriyet döneminde büyük gelişme göstererek büyük sınırlara ulaşmıştır.
·         M.S. 3. Yy.’da eski gücünü kaybetmiştir.M.S.375 YILINDA KAVİMLER GÖÇÜ ile ikiye ayrılmış;476 yılında Batı roma 1453’te ise Doğu Roma ( Bizans)  yıkılmıştır.
·         Roma’da PATRİCİ VE PLEBLERİN mücadeleleri sonucu ON İKİ LEVHA KANUNLARI hazırlnmıştır.Bu kanunların amacı toplumun sınıf farklılıklarını önlemektir.Bu kanunlar günümüz çağdaş kanunların temelini oluşturmuştur.
·         Romalılar Fenike alfabesini geliştirerek günümüz LATİN ALFABESİNİ ortaya çıkarmışlardır.
·         Mısırlılar’ın güneş takvimini geliştirerek bugün kullanılan MİLADİ TAVİMİ  ortaya çıkardı.
·         İlk dönemlerde çok tanrılı bir ananca sahip olan Romalılar,topraklarında yayılmaya çalışan Hristiyanlığa ilk başlarda karşı çıkmışlar ancak M.S. 313 yılında yayınlanan MİLANO FERMANI ile Hristiyanlık roma’da serbest bırakılmıştır.M.S.381’de ise Roma’nın resmi dini olmuştur.

1 Mart 2011 Salı

ANADOLU UYGARLIKLARI


İYONYALILAR:
·         İzmir ile Büyük Menderes Nehri arasında kurulmuş bir şehir devletleri topluluğudur.
·         Efes,Milet,Foça önemli şehir devletleridir.
·         İlk dönemlerde krallar tarfından yönetilen şehir devletleri daha sonra asiller tarafından yönetilerek OLİGARŞİK bir yapı olmuşlardır.
·         İyonyalılar özgür düşüncenin öncüsü olmuşlardır.Bu durum pozitif bilimlerin gelişmsine ortam hazırlamıştır.Bu durumda birçok önemli isim İyonya’dan çıkmıştır.(Pisagor,Tales,Anaximenes vb.)
·         Ticaretle uğraşmışlardır.
·         Persler tarafından yıkılmışlardır.

URARTULAR:
·         Bugünkü Van Gölü çevresinde bir devlet kurmuşlardır.
·         Başkentleri TUŞPA(VAN)’ dır.
·         Urartular’ın geçim kaynağı hayvancılıktır.
·         Urartular’ı  Medler yıkmıştır.

FRİGYALILAR:
·         Batı Anadolu’dan Kızılırmak’a kadar uzanan bölgede hüküm sürmüşlerdir.
·         Başkentleri GORDİON’dur.
·         Frigler’in bilinen en önemli özellikleri tarımı korumaya verdikleri önemdir.Frigler tarımı korumak için sert kanunlar koymuşlardır.
·         Frigler’in TAPATES adında bir de ünlü halıları vardır.
·         Lidyalılar Frigler’e son vermiştir.

LİDYALILAR:
·         Ege’de Gediz ve Küçük Menderes Nehirleri arasında kurulmuştur.
·         Başkentleri SARDES’tir.
·         Lidya ekonomisi tarım ve ticarete dayandığından Lidyalılar Anadolu’dan Mezopotamya’ya uzanan KRAL YOLU’nu  inşa etmişlerdir.
·         Parayı ilk icad eden devlettir.(M.Ö. 7.yy.)
·         Persler tarafından yıkılmıştır.

28 Şubat 2011 Pazartesi

EGE VE YUNAN UYGARLIKLARI


EGE VEYUNAN UYGARLIKLARI
·         Ege Denizi kıyısında ve Ege adalarında yaşayan toplulukların meydana getirdiği ortak bir uygarlıktır.Ege uygarlıklarından en bilinenleri Girit,Miken ve Yunan’dır.
·         Yunanlılar,DORLAR tarafından kurulmuştur.Şehir devletleri şeklinde örgütlenmişlerdir.
·         Şehir devletleri zamanla güçlenen asiller tarafından yönetilmiş ve daha sonra buna karşı tüccarlar,sanatkarlar ve gemiciler birleşerek mücadele etmişlerdir.
·         Bu mücadele sonunda Yunan kanunları çıkmıştır.Bunlardan önemlileri Drakon,Solon ve Klistenes Kanunlarıdır.
·         Bu kanunlardan Klistenes kanunlarına göre:
1.      Köylülerin borçları affedilmiş.
2.      Sınıf farklılıkları ortadan kaldırılmış.
3.      Halk meclisleri açılarak halkın yönetimde söz sahibi olması sağlanmıştır.
·         Yunanlılar çok tanrılı bir inanca sahiptiler.Tanrılara şükranlarını sunmak amacıyla ilki M.Ö. 776 yılında olan OLİMPİYATLARI düzenlemişlerdir.Bu spor faaliyeti dört yılda bir yapılmıştır.Günümüzde de halen devam etmektedir.
·         Yunanlılar deniz ticaretiyle uğraşmı,Akdeniz,ege ve Karadaniz’de koloniler kurmuştur.


BÜYÜK İSKENDER İMPARATORLUĞU
·         Makedonya merkezli kurulmuştur.
·         Kısa sürede sınırlarını büyütmüş ve gelişmiştir.En önemli kralı İskender’dir.İskender zamanında yapılan DOĞU SEFERİ ile Persler’i yıkmışlardır.
·         Mısır’a hakim olarak İskenderiye Şehri’ni kurmuştur.
·         Ancak İskender’in ölümüyle birlikte İmparatorluk parçalanma sürecine girmiştir.
·         İskender İmparatorluğu ;Yunan şehir devlşetleri’nin katılımıyla HELEN BİRLİĞİ’ni kurmuş ve Helenizm akımını ortaya çıkarmıştır.Bu akım özellikle kendini bilim ve sanatta göstermiştir.(M.Ö. 330-30)

23 Şubat 2011 Çarşamba

EY AVRUPA HAYRANI GAFİL.ARAMIZDAKİ FARKI OKU VE FARKET...

 




Bizim ülkemizde Avrupa sevdalısı,geçmişini unutan veya bilmeyen bir sürü gafil var.Bunlar "Avrupa bizi kurtaracak."diye diye bu ülkenin gerçek değerlerini görmezden gelen güruh, bu jöntürk anlayışı bizim milletimizi tarih boyunca aptal yerine koymuş ve bu milletin meziyetlerini görmemezden gelmiştir.Halbuki bu milletin içinden Osman Bey,Yıldırım,Fatih,Yavuz,,Kanuni,Abdülhamit Han,Atatürk  gibi dünyayı yerinden oynatan bir sürü vatan evladı çıkmıştır.
Biz bugün sizlere O medeni Avrupalı(!) dediğiniz kişilerin atalarıyla bizim atalarımızın arasındaki farkı görmeniz adına bir bilgiyi burada paylaşmak istedik ve bu milletin ne kadar medeni ve Avrupalı'nın ise ne kadar DENİ(MEDENİYETSİZ) olduğunu göstermek istedik.

15.asırda Jean HUNYAD'a (1) :
-Balkanları istila edersen icraatın ne olacak? diye sormuşlar.
Hunyad da cevaben:
-Bütün ortodoks kiliseleri yıktıracağım. der.
Aynı tarihta  aynı soru Fatih Sultan Mehmed Han'a sorulduğunda:
-Balkanları istila edersem kilisenin bir yanına bir cami yatıracağım,isteyen ona gitsin isteyen buna. diye cevap vermiştir.(2)
Bu anekdot Osmanlı denilen okyanusun içerisinde bir damladır.Bize düşen bu damlaları çoğaltıp insanlara ve insanımıza aslında nasıl bir milletin mensubu olduğumuzu anlatmaktır.Tarih ilmi bu yüzden çok önemlidir.Bazı iç ve dış mihraklar bizi tarihimizden uzaklaştırarak millet hafızamızı yok etmeye çalışmış ve bizi geçmişe düşman yapmış ancak şu unutulmamalıdır.GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ...

1) Jean HUNYAD(Yanoş).:Macar devlet adamı-komutan
2)Kaynak:Samiha AYVERDİ külliyatı-Arkamızdan Dönen Dolaplar s.44

20 Şubat 2011 Pazar

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN'IN ADALETİ

MAALESEF BUGÜNLERDE TELEVİZYON KANLININ BİRİNDE YAYINLANMAKTA OLAN KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN'IN HAYATINDAN BAHSEDEN O MENFUR DİZİ BAZI İNSANLARIN KAFALARININ KARIŞMASINA NEDEN OLMAKTADIR.BİZLER DE BU KAFA KARIŞIKLIĞINI GİDERMEK AMACIYLA KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN'IN HAYATINDAN KESİTLER SUNARAK GERÇEK KİMLİĞİNİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORUZ.BUNLARDAN BİRİSİ AŞAĞIDA YAZDIĞIMIZ OLAYDIR.LÜTFEN OKUYUNUZ VE ÇEVRENİZE ANLATINIZ...


İstanbul'da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş, bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın;
Evinin soyulduğunu ve bu olaydan PADİŞAHIN SORUMLU OLDUĞUNU söyleyerek şikayette bulunur.

...Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman Han:
-“Sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın?” deyince, yaşlı kadın:

“Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk” der. Bu cevap üzerine Kanuni utanarak :

-“Haklısınız” diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini KENDİ MALINDAN öder.

17 Şubat 2011 Perşembe

FATİH SULTAN MEHMET HAN VE ALİMLERİ

SEVGİLİ ZİYARETÇİLERİMİZ;
BİZLER TARİHİ SİZE NAKLETMEK AMACIYLA BU BLOGU KURDUK.KURARKEN KENDİ BİLDİKLERİMİZİ VE BAŞKALARINDAN ÖĞRENDİKLERİMİZİ DE NAKLETMEYE ÇALIŞIYORUZ.BENİM FACEBOOK DENİLEN PAYLAŞIM SİTESİNDE ÇOK BEĞENDİĞİM BİR GRUP VAR: BEN OSMANLI TORUNUYUM.
BU GRUPTAKİ KARDEŞLERİM BANA  VE KENDİLERİNİ ZİYARET EDENLERE ÇOK GÜZEL BİLGİLER SUNMAKTA.BEN DE BEĞENDİĞİM BİLGİLERİ SİZİNLE BURADA PAYLAŞMAK İSTERİM.KENDİLERİNE DE BURADAN BİZLERİ ECDAD HAKKINDA AYDINLATTIKLARI İÇİN TEŞEKKÜR VE ŞÜKRANLARIMI SUNARIM.YİNE BU GRUPTAN ALINTI YAPARAK ECDADIMIZIN BU BÜYÜK PADİŞAHI HAKKINDA OKUDUĞUM BU GÜZEL ANEKDOTU SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM.BUYRUN SİZLER DE BU YÜCE PADİŞAHIN YAPTIKLARINI OKUYUP KENDİSİNE DE BİR FATİHA BAĞIŞLAYINIZ.

Fâtih Sultan Mehmed Han tahta geçtiği ilk günlerden îtibâren fırsat buldukça sarayda çeşitli âlimleri toplayıp onlarla ilmî sohbetler yapıyordu. Bu toplantılara zaman zaman orada bulunan yabancı ilim adamları da iştirâk ediyordu. Yine böyle bir ilim meclisi teşkil edildiğinde, Kuzey Afrika ülkelerinden birinden gelen ve gizli ilimlerde mahâret sâhibi bir âlim de katılmıştı. O âlim, Sultânın katında Türk âlimlerini, sorduğu zor ve çözülmesi güç sorularla epeyce bunalttı. Onları cevap veremez gördükçe de yeni yeni sorular yöneltti ve üstünlük gösterisinde bulundu.

Osmanlı ulemâsının böyle acz içinde kalması, cihân pâdişâhı olan Fâtih'i son derece rahatsız etti. Bütün beyleri, paşaları ve vezirleri toplayıp;

"Ülkemde bu adama cevap verecek bir âlim yok mudur? Çabuk olun, araştırın ve bana derhal müsbet bir cevap getirin!" dedi. Vatan topraklarını iyi bilen vezirler, düşündüler ve Sivrihisar Medresesinde görev yapan Hızır Beyi hatırladılar. Fâtih'e; "Sultânım! Ülkemizde Hızır Bey adında değerli bir âlimimiz var, emir buyurursanız, haberci gönderip buraya çağıralım." dediler.

Sultan, "Durmayın, kim varsa derhal dâvet edin, hemen gelsin." buyurdu. Bunun üzerine, Hızır Beyi çağırmak üzere Sivrihisar'a üç kişilik bir heyet gönderdiler. Hızır Bey, bu heyetle Edirne'ye geldi.

Hızır Bey, o zaman daha otuz yaşlarında ve asker kıyâfetinde bulunduğundan, yaş ve kıyâfeti, meşhûr âlimlere meydan okuyan zâtın alay edercesine gülmesine sebeb oldu.Onun bu tavrı üzerine Hızır Çelebi; "Gereksiz yere gülenler, hoşa gidenlerden sayılmaz.Soracağın her ne ise hemen bildir. Sözün gelişi beni de başarısızlığa uğrayacaklardan biri say." Bunun üzerine misâfir âlim, pâdişâhın huzûrunda ve kendinden son derece emin bir şekilde Hızır Çelebiye sorularını yöneltti. O sorarken Hızır Çelebi mütevâzi bir şekilde önüne bakıp gülümseyerek notlarını tuttu. Sonra sorulan suâllerin hepsine teker teker ve gâyet güzel cevaplar verdi. Çözülecek hiç bir meseleyi ortada bırakmadı. Misâfir âlim hiç beklemediği bu durum karşısında bir hayli şaşırdı ve tedirgin oldu.

Sonra soru sorma sırası Hızır Beye geldi. Fâtih Sultan Mehmed'den izin istedikten sonra o âlime dönerek on altı değişik ilimden çözümü güç birer mesele sordu. Misâfirin bu konulardan haberi bulunmadığından dili tutuldu ve pekçok ilim adamının ortasında utanç içinde kaldı. Sonra; "Hızır Bey, İslâm âleminde benzeri pek az bulunan ilim adamlarınızdan biridir. Kendisinde öylesine bir hâfıza ve zekâ var ki, karşısında durmak mümkün değildir." diye itirafta bulundu.

Kerem ve ihsân sâhibi yüce Pâdişâh sonuçtan çok memnun oldu. Sevinç ve heyecânından yerinden kalkıp yeniden oturdu. Hızır Beyi harâretle tebrik ederek;

"Yüzümüzü ak eyledin. Cenâb-ı Hak da iki cihânda senin yüzünü ak eyleyip, ilmini ve fazlını arttırsın." dedi. Sonra sırtındaki kürkü çıkarıp, Hızır Beyin sırtına geçirdi. Yine bu memnuniyetinin karşılığı olarak Hızır Beyi atalarının inşâ ettiği Bursa'daki Sultâniye Medresesi müderrisliğine tâyin etti.

YABANCILARIN GÖZÜYLE OSMANLI...

A. Brayer, 19. yüzyılda Paris'te yayınlanan Neuf annees a Constantinople (Konstantinopolis'te Dokuz Yıl) isimli eserinde, Osmanlı Türklerinin tevazusu üzerinde durmuş; bunun kaynağının Kuran olduğunu şöyle belirtmiştir:
"Müslüman Türkler arasında kibir ve gurur adeta bilinmez. Kuran'ın en şiddetle yasak...ladığı temayüllerin biri de budur... Bir taraftan da sürekli olarak alçak gönüllülük telkin edilir... İşte bundan dolayı Müslüman Türk'ün yürüyüşünde vakar ve ihtişam olmakla beraber, katiyen kibir ve azamet yoktur. Daima yavaş sesle konuşur; el ve kol hareketlerinde hiçbir zaman zorla hükmeden bir eda sezilmez; hizmetinde tatlılık ve kolaylık vardır."
(A. Brayer, Neuf Annees a Constantinople, cilt 1, Paris, 1836, s. 198-199.)

A. Brayer’in de şahit olduğu üzere Osmanlıların tevazusunun kaynağı İslam ahlakı olmuştur. Bir ayette iman edenlerin tevazulu karakterleri şu şekilde tarif edilir:

“O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman "Selam" derler.”

(Furkan Suresi, 63)

Osmanlıların Batılıları kendine hayran bırakan üstün tevazusu Kuran’da bildirilen güzel ahlaka uymalarından kaynaklanmaktadır. Yüce Allah Kuran'da bu konuyu müminlere, Hz. Lokman'ın oğluna verdiği bir öğüdü aktararak hatırlatmıştır:

"İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez." "Yürüyüşünde orta bir yol tut, sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt."

kaynak:Ben Osmanlı torunuyum(facebook)

İLKÇAĞ UYGARLIKLARI-2


MISIR UYGARLIĞI:
·         İlk yerleşmeler Nil Nehri kıyısında olmuştur. İlk siyasi teşkilatlanma NOM adı verilen şehir devletleri şeklinde olmuştur.M.Ö.3000 li yıllarda KRAL MENES tüm Mısır’a hakim oldu.
·         Yönetimde FİRAVUN adı verilen krallar vardı. Firavunlar kendilerini İlahların akrabası olarak gördüklerinden Mısır’da kendilerini Tanrı yerine koymuşlardır.
·         Mısır’da çok tanrılı bir din vardı. Toplum sınıflara ayrılmıştı.
·         Temel geçim kaynakları tarımdır. Nil Nehri’nin ne zaman taştığını önceden belirlemek için GÜNEŞ YILI TAKVİMİNİ bulmuşlardır.
·         Mısırlılar aynı zamanda HİYEROGLİF denilen resim yazısını da icat etmişlerdir.
·         Tarihin İLK YAZILI antlaşması olan KADEŞ ANTLAŞMASINI imzalamışlardır.(M.Ö. 1280-Hititlerle)
·         Mısırlılar ölümden sonraki hayata inandıkları için ölülerini MUMYALAMIŞLARDIR. Mumyalama onların özellikle tıp alanında gelişmelerini sağlamıştır.
·         Matematikte de önemli buluşlara imza atan Mısırlılar ondalık sayıları ve “pi” sayısını bulmuş ve ilk kez dört işlemi kullanmışlardır.
İRAN UYGARLIĞI:
·         Bu dönemin ilk zamanlarına ait bilgiler azdır. İlk dönemde İran’da etkili olan MEDLERDİR. Med Devleti’ne Persler son vermiştir ve kendileri bir devlet kurmuştur.(M.Ö.550)
·         Persler SATRAPLIK adı verilen eyaletlere ayrılarak yönetmişlerdir.Her eyaletin başında SATRAP adı verilen bir vali bulunurdu.Satraplar her yıl denetlenir;işinde aksama olanlar görevden alınırdı.Ülke büyük olduğundan haberleşme için  İLK KEZ POSTA TEŞKİLATINI kurmuşlardır.
·         Persler ZERDÜŞT(Ateşperestlik) dinini benimsemişlerdir.
·         Persler’in hakimiyetine Büyük İskender tarafından son verilmiştir.(M.Ö. 333)

HİNT UYGARLIĞI:
·         Hindistan zengin kaynaklara sahip olduğu için sürekli istilalara maruz kalmış ve siyasi birlik sağlanamamıştır.
·         Hisndistan’da bir dönem ARİLER  siyasi birliği sağlamışlar ve HİNDUİZM dinini yaymışlardır.
·         Bu dönemde KAST SİSTEMİ adı verilen bir sınıfsal sistemi de hindistan’a yerleştirmişlerdir.Kast sistemine göre oluşan mesleki gruplar arasında kesinlikle bir geçiş söz konusu değildir.Bu sistemde meslekler babadan oğula geçmektedir.
ÇİN UYGARLIĞI:
·         Çinliler sülkaleler şeklinde yönetim segilemişlerdir.
·         Ticaret için İPEK YOLU’nu ellerinde tutmaya çalışmışlar ve bu amaçla Türklerle sürekli bir mücadeleye girmişlerdir.
·         Türk akınlarını durdurabilmek için ÇİN SEDDİ’ni yapmışlardır.
·         Çinliler barut,pusula,ipek,porselen,kağıt ve matbaayı bulmuşlardır.
·         Kendilerine özgü bir alfabeleri vardır.

15 Şubat 2011 Salı

İLKÇAĞ UYGARLIKLARI-1(MEZOPOTAMYA



İLKÇAĞ UYGARLIKLARI
MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI:
1.       SÜMERLER(M.Ö. 4000-M.Ö. 2350)
·         Mezopotamya’nın bilinen siyasi Tarihi Sümerlerle başlar.
·         Sümerler SİTE adı verilen şehir devletleri şeklinde yapılanır.Sitelerin başında PATESİ adı verilen krallar bulunur.Patesiler çevresindeki şehir devletlerine hakim olursa LUGAL ünvenını alır.Eğer tüm Sümer ülkesine hakim olursa LUGAL KALMA ünvanını alırlardı.
·         Şehirler ZİGGURAT adı verilen tapınakların etrafında kurulmuştur.
·         Halk arasında sınıf ayrımı vardır.
·         Tarihte İLK YAZI OLAN ÇİVİ YAZISI’nı Sümerler bulmuştur.(M.Ö.3000)
·         TARİHİN İLK BİLİNEN KANUNLARI Sümer Kralı URUGAKİNA tarafından yapılmıştır
·         Tufan,Gılgamış ve Yaradılış Destanları sümerler’e aittir.
·         Sümerler tarım işlerinde önemli yol almış ve kara sabanı kullanmıştır.
·         Ayrıca Sümerler,astronomi ve matematikte de günümüze önemli buluşlar sunmuştur.(dört işlem,hacim hesaplamalrıvb.)
2.       AKADLAR: (M.Ö. 2350- M.Ö. 2100)
·         Sümerleri Yıkmışlardır.
·         Başkentleri AGADE’dir.
·         İLK DÜZENLİ ORDU sistemini meydana getirmişlerdir.
·         Tarihte bilinen İLK İMPARATORLUĞU kurmuşlardır.
3.       ELAMLAR: (M.Ö.3000-M.Ö.640)
·         Elamlar madencilik,çanak-çömlek işinde gelişmişlerdir.
·         Asurlular yıkmıştır.
4.       BABİLLER(AMURRULAR): (M.Ö.2100-M.Ö.539)
·         İki kez devlet kurmuşlardır.
·         Başlıca geçim kaynakları tarım ve ticarettir.
·         Mezopotamya’da İLK DAİMİ ORDU’yu kurmuşlardır.
·         Mezopotamya’nın en gelişmiş kanunlarını Babil Kralı HAMMURABİ yapmıştır.Tarihte anayasal nitelikte kabul edilen İLK KANUNLARDIR.
·         Babil’in asma bahçeleri ve Babil kulesi önemli yapılarıdır.
5.       ASURLAR: ( M.Ö.2000-M.Ö.699)
·         Başkenti NİNOVA’dır.
·         Askeri güce dayalı bir imparatorluk kurmuşlardır.
·         Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticaretleri bu iki bölgenin kültürel yönden etkileşmesini sağlamıştır.Ticareti canlandırmak amacıyla Ninova’dan Sard’a kadar uzanan KRAL YOLUnu kullanmışlardır.
·         Tarihte bilinen İLK KÜTÜPHANE Asurlar’ın kurduğudur.
·         Anadolu’daki ilk yazılı tabletler Asurlar’a aittir.